Türkiye'yi ayağa kaldıran Sinan Ateş cinayetinde ortaya çıkan son detaylar ve bilgiler apayrı "olay" oldu...
Türkiye'nin öldürülmesi ile ayrı, cinayete karışan isimler ile ayrı, iktidarın suskuluğu ile ise apayrı şaşkınlık yaşadığı Sinan Ateş suikastinde soruşturma devam ederken, ortaya şimdi de çok daha ilginç gelişmeler çıktı.
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin yaşanılan sorgu sürecinde son bomba, T24 yazarı ve sorgu haberleri ile ünlü Tolga Şardan'ın önce, Sinan Ateş cinayetinin kilit isimlerinden Doğukan Çep’in, 35 senelik cezası nedeniyle arandığı dönemde Çekmeköy’deki evinde olduğunu iddia etmesi ve ardından yaptığı açıklamalar oldu.
Soruşturmada oldukça ses getiren Tolgahan Demirbaş’ı gözaltına alma süreci ile ilgili ise, MHP’li Olcay Kılavuz’un bulunduğu eve giden polisin tayinin çıktığını ve soruşturmanın asıl savcısının ise izin süresinin uzatıldığı iddiaları oldukça dikkat çekici oldu.
"Çukurambar cinayetinin tetikçisi olduğu iddiasıyla halen aranan Eray Özbağcı’nın iki özel harekât polisince Ankara’ya getirilmesini organize eden Çep’in Gürcistan’daki bağlantıları dikkat çekiyor." diyen Şardan, Çep’in, Gürcistan’da bulunduğu sırada “Abdullah” kod adını kullandığınında ayrıca altını çizdi.
Bu konuda ilginç detay ve iddiaların doğruluğu ise Şardan'ın "Çep’in ifadesinden bire bir aktarıyorum" ifadesi ile yer verdiği “(...) Hasan Gedik dosyasından 35 senelik cezamın olduğunu biliyorum. Ben bu suçtan dolayı kaçıyordum. Diğer aranmalarım konusunda bilgim yok. Firar olduğum zamanda hep İstanbul’daydım. Üzerimde kimliğim hiç olmadı. Herhangi bir düzenim de olmadı. Çekmeköy’deki polislerin bastığı ikametimde kalıyordum..." ifade satırlarına dayandırıldı.
Bu arada cinayet soruşturmasında bir diğer gündem madde olan Savcı izni ile ilgili ise Şardan "Bilindiği üzere, soruşturma savcısı dört günlük izine çıkartılmıştı. Bu süre içinde cinayetin diğer önemli ismi Tolgahan Demirbaş adliyeye getirilmiş ve ifade verdikten sonra adli kontrol şartıyla evine gönderilmişti. Aldığım bilgiye göre, soruşturmanın asıl savcısının izni uzatıldı. Başsavcılığın talimatı sonrasında savcının 2 Şubat’a kadar iznine devam edeceği belirtiliyor." ifadeleri ile bir güncelleme yapıyor.
"Gariplik savcıyla sınırlı değil. Aynı savcının kâtibi de izine çıkarıldı!" diyen Şardan, sıradaki bombasını ise "Bir ilginç bilgi daha vereyim." diyerek şöyle kaleme alıyor;
"Soruşturmanın yükü nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca dosyaya ikinci savcı atanmıştı geçen hafta.
Kıdemli savcı izine çıkartılırken, meslekte henüz üç yılı dolmamış kıdemsiz Savcı Durmuş Ali Kaya’nın mesleki kariyerini önceki Büyüteç’te duyurmuştum.
Yine aldığım bilgiye göre; Savcı Kaya, adalet teşkilatında savcılığa başlamadan önce Emniyet teşkilatı personeliydi.
Yani polisti!
Polislikten savcılığa geçen Kaya’nın Aydın’daki görevinden jet hızıyla Ankara Adliyesi’ne atanmasının bir anlamı olsa gerek.
Kaya’nın söz konusu atamasının arkasında kimler var acaba?
Bu arada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Ankara Adliyesi’nde ağırlığının bulunduğunu deyim yerindeyse Bağdat’taki sağır sultan bile duydu.
Hatırlanacağı üzere; üçüncü kez adliyeye getirilen ve tutuklanan zanlı Tolgahan Demirbaş, ilk kez MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un yanında gözaltına alınmıştı.
Cinayetle bağlantısı olduğu iddiasıyla Demirbaş’ı gözaltına almak amacıyla görevlendirilen Ankara Emniyeti Asayiş Şubesi’nden polis ekibi, eve gittiğinde MHP’li Kılavuz’la karşılaşmıştı.
Bana ulaşan iddiaya göre; söz konusu polis ekibinde yer alan bir polis memurunun tayini çıkarıldı!
Soruşturmayı yürüten Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu personeli polis memuru, Mamak İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosuna atandı.
Atama sonrasında söz konusu polis memurunun emeklilik dilekçesi verdiği belirtiliyor."
