Yaşanılan yoksullaşma ile Türkiye'de her alanda her anlamda tarihi görüntüler gelmeye başlarken, son haber emeklilerin adeta çıldırdığını gösteren "don çıkartma" protestosu oldu.

Tüm Emekliler Sendikası Konak Şubesi üyeleri, bugün İzmir Konak'ta bir araya gelerek "Geçinemiyoruz, İsyandayız" sözleri ile bir basın açıklaması yaptı ancak yansıyan görüntüler olayın vahametini de gözler önüne serdi.

Son yıllarda asgari ücretin altında kalan maaşları sebebi ile emekliler, yanlarında getirdikleri iç çamaşırlarını ceplerinden çıkarıp sallayarak hükümete tepkilerini gösterdiler.

 "14 milyon emeklinin şu an yarısı açlık durumunda. 3,5 milyon emekli 3 bin 500 TL para alıyor. 3 bin 500 lira ile ev kirası mı verir, pazara mı gider, manava mı gidebilir? Emeklinin artık verecek hiçbir şeyi kalmadı. Emeklinin bir tek canı kaldı, bir de donu kaldı. Eğer istiyorlarsa bu donlarımızı da göndermeye hazırız" açıklaması yapan emekliler tüm Türkiye'de gündem oldı.

Güneş Fırtınaları Ve Dünyaya Etkisi Güneş Fırtınaları Ve Dünyaya Etkisi

"Emekli maaşı ile geçinemiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz" yazılı pankart açan emekliler, "Zam, zulüm, işkence; işte AKP" ve "İnsanca yaşamak istiyoruz" sloganları atarken, hükümete karşı iç çamaşırlarını sallayan emekliler adına açıklamayı, Tüm Emekliler Sendikası Konak Şubesi Başkanı Ayşe Ekşioğlu okudu. 

Ekşioğlu, "Karşımızda 20 yıldır verdiği hiçbir sözü tutmayan, ama ısrarla 'Emekliyi, vatandaşı enflasyona ezdirmeyeceğiz' diye gözümüzün içine baka baka ısrarla yalan söyleyen, beceriksizliğini gizleyen bir iktidar var. Ama bu son. Önümüzde bir seçim süreci var. Bizi açlığa, sefalete, yokluğa ve yoksulluğa muhtaç edenlere, hayatımızın baharında bize bu hali reva görenlere, 13 milyon emekli gerekli cevabı sandıkta vereceğiz" derken emekliler adına yapılan açıklamalar şöyle oldu;

"ARTIK YETER"

Emeklilerden 'donlu' protesto... - Gazikent27 - Son Dakika Haberler

"Saraylarda oturanlar, 3-5, hatta 10 yerden maaş alanlar; çarşıya, pazara gitmeyenler, lojmanlarda sefa süren; halkına, emeklisine, işçisine, emekçisine yabancı olanlar bizim halimizden, çektiğimiz insanlık dramından bihaber kimseler taleplerimizi görmüyor, duymuyor, anlamıyor. Emekli yemesin, emekli içmesin, emekli yaşamasın, emekli ölsün diyorlar. Her yere, her şeye bol kepçeden dağıtan bu iktidar, emekliye geldiğinde ‘Kaynak yok’ diyor. Artık yeter. Yıllardır fedakarlık yapıyoruz. Yıllardır sabrediyoruz. Sosyal hayatı, tatili, sokağa çıkmayı unuttuk. Evlatlarımızın boğazından kıstık. Elektriği, doğal gazı kıstık. Mutfağımızdan, soframızdan, boğazımızdan kıstık, kısmaya da devam ediyoruz. Markete gidip eli boş dönüyoruz. Beslenemiyoruz, faturalarımızı ödeyemiyoruz. Bu piyasada bu kiralara para yetmiyor. Bu enflasyonda yaşanmıyor, bu maaşlarla geçinemiyoruz. Artık geriye, kısacak hiçbir şeyimiz kalmadı."

"Bir tek bu donumuz kaldı, istiyorlarsa bunu da gönderelim" diyerek hükümeti protesto eden çoksayıda emekli, aynı anda ceplerinden iç çamaşırlarını çıkarıp sallamaya başladı.

O anlar öncesi ise şunlar söylendi;

Emeklilerden sokakta 'donlu' protesto

"Bugün hükümet, asgari ücreti belirlemek için bir masaya oturuyor. Ücretler belirleniyor ama masada emeklilerden kimse yok. Bu iktidarlar, hangisi olursa olsun, ben ayrım yapmıyorum, iktidar olan emekliyi ciddiye almıyor. Oysa Türkiye'de 14 milyon emekli var. 14 milyon emekli Türkiye'de oy kullanıyor. Oy günü geldi mi kahvelere gelip emeklilerden oy istiyorlar. Ama maalesef emeklilerin ücretinin belirleneceği gün masada emekliler yok. Neden? Çünkü emekliler sendikasını biz kuruyoruz, onlar kapatıyorlar. Onlar kapatmaktan usanmadı, biz açma mücadelesinden usanmayacağız. Herkes bunu böyle bilmeli. 14 milyon emeklinin şu an yarısı açlık durumunda. 3,5 milyon emekli 3 bin 500 TL para alıyor. 3 bin 500 lira ile ev kirası mı verir, pazara mı gider, manava mı gidebilir? Emeklinin artık verecek hiçbir şeyi kalmadı. Emeklinin bir tek canı kaldı, bir de donu kaldı. Eğer istiyorlarsa bu donlarımızı da göndermeye hazırız. Başka artık, emeklinin verecek bir şeyi yok arkadaşlar. Emekli aç; pazara, manava gidemiyor. Buyursunlar, biz de donlarımızı gönderelim. Bu donlarımızı da alsınlar."