27 Şubat 2013 tarihinde yayınlanan ilk bölümü ile hayatımıza giren ve her bölümü ile yaşadıklarımıza ayrı, gündeme ayrı damga vuran Güldür Güldür Show, bu hafta öyle bir skeç ile ekranlara geldi ki; bu defa yaşadıklarımızı sorgularken gülsek mi ağlasak mı bilemedik...

Ekranlarda bizleri, korkusuz mizahın yapıldığı o eski Türkiye'ye götüren, büyük usta Levent Kırca tadında, ölümsüz isim Kemal Sunal ve duayen Şener Şen kalitesinde yaşananları gülerek sorgulatan tek program olan Güldür Güldür Show, yine çok kaliteli ve unutulmaz bir skece imza attı.

Muhteşem oyunculuğu ile ayrı, insanlığı ile ayrı kelimelere sığmayacak büyük usta Kemal Sunal için; geride bıraktığı sanatına ve ismine yakışır oğlu Ali Sunal ile adeta "kaldığı yerden devam ediyor" dedirten Güldür Güldür Show, Türkiye'yi güldürmeye ve düşündürmeye devam ediyor.

Ali Sunal'dan Yılmaz Erdoğan'a Gönderme! - Foto Galeri - Memurlar.Net

Ayrılanlar ayrı, yeni dönem oyuncuları Onur Atilla, Alper Kul, Doğa Rutkay, Burak Topaloğlu, Aziz Aslan, Uğur Bilgin, Meltem Yılmazkaya, Ünal Yeter, Açelya Topaloğlu, Mahir İpek, Giray Altınok, Toygan Avanoğlu, Ömür Arpacı, Erdem Yener gibi hepsi birbirinden değerli ve harika oyuncuların sahneye koyduğu skeçler her hafta bol alkış almaya devam ederken, mutlaka bir tanesi apayrı ülke gündemine damga vuruyor ki, bu hafta yayınlanan skeç derinliği ve verilen mesajlar ile gerçekten "ayrı" oldu.  

Ekranlara Güldür Güldür Show'un "Piramit İşçileri" ile getirdiği skeçte modern kölelik sahnelenirken, kullanılan ifadeler ve verilen mesajlar resmen şapka çıkarttıran cinsten oldu.

Aslında tüm dünyada olduğu üzere asırlardır değişmeyen sadece ismi değişen "kölelik" düzeni Piramit işçilerinin uafak çaplı bir sorgulaması ile sahneye taşınırken kullanılan zeki esprilerin yanı sıra, özellikle son yıllarda tarihi bir yoksullaşma yaşayan ülkemiz için ciddi mesajlar içeriyordu.

Güne damga vuran Piramit İşçileri skecinde; usta oyuncu Erdem Yener'in can verdiği ve adete artık bir efsane haline gelen Hüseyin karakterinin düzene başkaldırarak hikayedeki yazıcıya "Kendine sanatçıyım diyor; sanatçıysan birazcık toplumun aynası ol bir şey yap" demesi ayrı, "Sanatçı dediğin birazcık sistemi sorgular biraz bir şey yapar" demesi ayrı yaşadığımız gündemde yankı buldu.

Ama bununla da kalmadı; piramit işçilerinde baş kaldıran, muhalefet eden karakter Hüseyin korkan arkadaşları tarafından susturulmaya çalışılırken, yönetim tarafından kıtlık nedeni ile gıdalarının, yemeklerinin kesilmesi ile çok daha yüksek ses ile yaşanılan duruma karşı çıkıp, başkaldırırlar ki; Hüseyin'in o şapka çıkartan, günümüzün özeti olan yorumu ve cümlesi şöyşe olur;

"Nasıl? Ne oldu? Az önce "olaylara karışmayın" tadında takılıyordunuz.... Ha kısıtlama geldi, hepiniz birey braveheart (cesur yürek) oldunuz!"

Ve son darbe;

Yiyeceklerinin kesilmesi ile hepsi birer Cesur Yürek kesilen, bir zamanın halinden memnun, korkak köleleri hepsi birden başkaldırınca, önce yönetim ayaklarına gelir, sonra "ele başlarına" müdehale etmek isteyen yönetime "Artık milyon kişi oldular. Liderlerini kırbaçlarsak içimizden geçerler" uyarısı gelince de talepler kabul edilir.

Bu arada atladığımız küçücük bir yer var ki; o da yönetimin yani yönetim adına konuşan Ramses'in baş mimarının ki yine bir başka harika oyuncumuz Toygan Avanoğlu oluyor kendileri, muhalif Hüseyin'in "ihaleleri hep sen alıyorsun" lafından sonra "çok gıcık bu ya" demesi....

Ne diyelim; verilen mesajlara ayrı, attırılan kahkahalara ayrı şapka çıkartıyoruz... her hafta...

Sağlıkta Şiddet Olayları Artıyor, Hekimler İş Bırakıyor Sağlıkta Şiddet Olayları Artıyor, Hekimler İş Bırakıyor