İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) teftişi, heyetin başkanı olarak görevlendirilen mülkiye başmüfettişinin istifası haberleri ile gündem oldu.

T24 yazarı ünlü gazeteci Tolga Şardan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni (İBB) teftiş eden heyetin başkanı olarak görevlendirilen mülkiye başmüfettişinin, sürecin işleyiş biçiminden rahatsız olduğunu, bu nedenle de bıraktığını söyleyince, tüm gözler yeniden İBB'ye çevirildi.

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan geçtiğimiz günlerde açıklamada, özel teftiş kapsamındaki incelemelerde İBB, İSKİ, İETT ve belediye şirketlerinde 'terör örgütleriyle irtibatlı veya iltisaklı' 1668 kişinin çalıştığının tespit edildiği ileri sürülmüş ve ilgili dosya teslimi gerçekleşmişti ki; savcılığa gönderilen 578 sayfalık raporla seçim öncesinde süreci lehine yönetmeye çalıştığını' belirten Tolga Şardan, kale aldığı yazıda anlattıkları ile bambaşka bir gündem yarattı.

Soylu'dan İBB'ye terör soruşturması açıklaması

"Siyasi ve adli süreç devam ederken, İBB soruşturması çerçevesinde İçişleri Bakanlığı bünyesinde bürokratik anlamda kamuoyuna henüz yansımamış bir gelişmenin yaşandığını belirteyim." diyen Şardan, İBB'deki iddiaların gündeme gelmesiyle Bakanlığın, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinden başmüfettişlerin yanı sıra maliye, ticaret müfettişleri ve MASAK uzmanlarından oluşan teftiş heyetini İstanbul'a görevlendirdiğini aktarırken şu dikkat çeken satırları kaleme aldı;

İmamoğlu: İBB'de görevlendirilen müfettiş AKP'den aday adayı, her adımının takipçisi olacağım

"Soylu'nun onayı doğrultusunda teftiş heyetinin lideri olarak görevlendirilen Mülkiye başmüfettişi, görevden affını istedi.

Sağlık sorunlarını gerekçe göstererek görevden ayrılan başmüfettişin yardımcılığını yürüten isim Arif Yıldırım ise heyet başkanı olarak görev aldı.

Yıldırım'ın ismi üzerindeki tartışmalar malum. Kendisi daha önce AKP'den milletvekili aday adayı olmuştu. Daha önce de İmamoğlu'nun önceki görev yeri Beylikdüzü Belediyesi'ni teftiş eden Yıldırım, heyet lideri olarak soruşturmayı yönetti.

Görevden ayrılan başmüfettişin adını polemik yaratılmaması amacıyla vermiyorum. Ayrıca, bizzat bildiğim bürokrattır. Yirmi yılı aşkın süredir Mülkiye Teftiş Kurulu'nda görevlidir. Sonradan heyet başkanı olan Yıldırım'dan en az on yıl da kıdemlidir. Kendisinden kıdemsiz başmüfettişlerin vali olmasına rağmen vali olmak için idarenin suyundan yürümeyen bir devlet görevlisidir.

Bu cümleleri söz konusu başmüfettişi övmek için – kaldı ki işini iyi yapan bir kamu görevlisidir - yazmadım. Tam tersine böylesi görev anlayışı olan bir başmüfettişin görevden ayrılması sürecine dikkat çektim.

Bakanlık kulislerinde; söz konusu başmüfettişin, sürecin kamu görevi safhasından çıkılarak siyasi sonuç yaratılmasına çalışıldığını görmekten 'rahatsız olup' görevden ayrıldığı bilgisi mevcut.

Ayrıca, müfettiş raporu henüz tam olarak kamuoyuna yansımadı. Bakanlığın geçen hafta sonu yaptığı açıklamada yer verdiği bilgilerin raporun içinden olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Ve O Depremzedeler Gözaltına Alındı! Bakan Bozdağ’ı Protesto Etmişlerdi... Ve O Depremzedeler Gözaltına Alındı! Bakan Bozdağ’ı Protesto Etmişlerdi...

Ancak kritik nokta, güvenlik soruşturması ile arşiv araştırmalarının yapılması uygulaması. Bakanlık, İBB'de işe alınanlar hakkında güvenlik soruşturması yapılması gerektiğinde ısrarlı.
İBB tarafı ise, özellikle belediye şirketlerine alınanlara yönelik güvenlik soruşturmasının yapılmasında yasal zorunluluk olmadığı görüşünde.

Daha önce Mülkiye Teftiş Kurulu'nda yıllarca görev yapıp emekli olan kaynağım, güvenlik soruşturması konusunda şu tespiti yaptı:

HEM SİLİFKELİ HEM AK PARTİLİ HEM MERSİN VEKİL ADAYI HEM DE İBB'Yİ SORUŞTURAN MÜFETTİŞ! - Sansasyonel Haber

"Milli güvenlik açısından stratejik tesis veya projelerde çalıştırılacak olanlar dışında kamu personeli olmayan kişiler hakkında güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması yapılamaz.

Zaten belediye veya bağlı idareleri bünyesindeki özel hukuk tüzel kişisi olan şirketler; kamu hizmeti verseler bile, kamu kurumu ya da kuruluşu olmadıkları için şirketlerde görev yapanlar, Anayasa'nın 128. maddesi ve 657 Devlet Memurları Yasası'nın 4. maddesi hükümlerine göre kamu görevlisi, dolayısıyla yaptıkları işte kamu görevi olarak kabul edilmemesi gerekir.

Ancak müfettişlerin raporda nasıl değerlendirme yaptığını görmeden kesin hüküm vermek doğru olmaz."

Ortaya çıkan tabloya bakıldığında; İBB'de yapılan teftişin sonuçları daha çok konuşulacak, gündem olacak."