Türkiye'yi ortaya çıkma şekli ile ayrı, yaşanan dehşet ile ayrı ayağa kaldıran olay; Hiranur Vakfı’nda 6 yaşındaki çocuğun (H.K.G) istismar edilmesiyle ilgili harekete geçmeyen Adalet Bakanlığı muhalefetin kapısına yürüyüşü ile gündemde...

CHP Milletvekilleri, Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte, Hiranur Vakfı’nda 6 yaşındaki çocuğun (H.K.G) istismar edilmesiyle ilgili harekete geçmeyen Adalet Bakanlığı’na tarihe geçecek bir yürüyüş yaptılar.

Türk siyasi tarihine geçecek yürüyüş ile ilgili ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından akıllara kazınanlar ise şöyle oldu;

Şeker Pancarı Üreticileri, Milletvekili Ekici'ye Sıkıntılarını İletti Şeker Pancarı Üreticileri, Milletvekili Ekici'ye Sıkıntılarını İletti

"Adalet Bakanlığı'nın önündeyim. Adaleti sağlayacak olan Bakanlığın önündeyim. Adalet Bakanlığı sessizliğini koruyor."

"İki yıldır haberiniz var, sesiniz çıkmıyor. Bereket versin gazeteciler var da öğreniyoruz. Adalet Bakanlığı sessizliğini koruyor. Aile Bakanlığı’nın ne yaptığını kimse bilmiyor. Bir de fotoroman (Süleyman Soylu) var, polislerinin elini kolunu bağlamış durumda. Polislerimiz bu olayları bilmiyorlar mı? Kim onların önüne engel çıkarıyor? Ne gerekçeyle bu dosyalar kapatılıyor? Güçlerini kimden alıyorlar. 6 yaşındaki bir evladımızın uğradığı bu haksızlık karşısında kimler sessizliğini koruyor? Buraya bu evladımızın, bu kızımızın sesi olmak için geldik. Adalet istiyoruz. Bu bizim evladımız, bizim kızımız."

"Buradan bu evladımıza seslenmek isterim. 84 milyon insan senin yüreğindeki aynı acıyı paylaşıyor. Bu ülkenin sağcısı-solcusu, inançlısı inançsızı, doğulusu-batılısı, güneylisi-kuzeylisi, kim olursa olsun; Bu haksızlığa tahammül edemiyor. Ben onların öfkesini dile getirmek için buradayım. Bizler hep birlikte bu haksızlığa karşı mücadele etmek zorundayız. Emin olun, bu haksızlığa dayanamıyorum. Hepimizin evlatları var. Biz devletin görev yapmasını istiyoruz."

"Devletin nefes almasını istiyoruz. Adalet istiyoruz bu ülkede. Adaletsizlik karşısında susasın dilsiz şeytanlar olduğu ülke olmak istemiyoruz. Artık siyasal iktidarın polisin savcının elini kolunu bağlamasını istemiyoruz. Haksızlık bizim tahammül edebileceğimiz bir tablo değil. Ülkenin bu kadar derdi varken, bu kadar büyük acılar yaşarken, siyasal iktidarın hala görevini yapmaması, devlet aygıtını çalıştırmaması tahammül edebilecek bir durum değildir."

"Haksızlıkları sindirebiliyorlar. Ne demek yahu! ‘İki yıldır bu meseleyi biliyoruz’ ne demek? İki yıldır kimin arkasına saklandınız, İki yıldır kimlerle fotoğraf çektirdiniz? Fotoğraf çektirdikleriniz mi size bu baskıları kuruyor. Adalet istiyoruz. O yüzden bakanlığın önüne geldik."