CİMER'e ihbar edilmesine rağmen kamuyu 53 milyon lira gibi korkunç bir zarara uğrattığı iddia edilen ihalenin detayları gündeme bomba gibi düştü...
Türkiye; son olarak Antalya İl Özel İdaresi stokladıklarının 2 milyon ton ‘kum-çakıl' malzemeyi satmak için 21 Aralık'ta ihale açması sonrası ortaya çıkan iddialar ile sarsıldı.
Yeniçağ'da yer alan haberde; Antalya İl Özel İdaresinin stokladıklarının 2 milyon ton ‘kum-çakıl' malzeme için 21 Aralık'ta açıldığı satış ihalesinde kamunun 53 milyon lira gibi korkunç bir zarara uğradığı iddiası yer aldı.
Bu arada bir tek Kırmızı Beyaz isimli bir firmanın katıldığının altı çizilen ihalenin dosyasının onay için Antalya Valiliği'ne gönderildiği aktarılırken, ortaya çıkan detaylar şaşkınlık yarattı.
İHALEDEN ÖNCE CİMER’E ŞİKAYET
İhaleden sadece 4 gün önce, 19 Aralık tarihinde Estaş A.Ş. isimli firmanın sahibi Sedat Eriş tarafından CİMER'e ihbar başvurusu yapıldığı, yapılan ihbarda ise ihalede satışa çıkan malzemenin tonu 70 lira olan işlenmiş, elenmiş nitelikli dolgu malzemesi olduğunu ancak ihale şartnamesine sanki elenmemiş, işlenmemiş 23 liralık malzeme gibi yazılarak kamunun en az 60 milyon lira zarara uğratılacağını belirtildiği ortaya çıktı.
SAVCILIĞA DA AYRICA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU
Şikayetçi Sedat Eriş ihaleye sadece Kırmızı Beyaz Gayrimenkul isimli firmanın katılıp ihaleyi alacağını da CİMER'e yazdığı halde 4 gün sonra ihale yapıldı ve iddia edildiği gibi sadece Kırmızı Beyaz firması teklif verip kazandı.
Bu arada iş insanı Eriş, ihale günü de Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihaleye fesat karıştırma ve görevi kötüye kullanma iddiasıyla suç duyurusunda bulunup belgeleri savcılığa verdi.
Bilirkişi raporuyla da malzemenin elenmiş, işlenmiş dolgu malzemesi olduğu tespit edildi.
İhale şartnamesinde, satışa çıkarılan malzemenin ‘1a grubu tuvenan kum-çakıl' olduğu ve 1.2 milyon ton olan bu malzeme için 28 milyon 376 bin liralık muhammen bedel biçildiği yer alırken, CİMER'e ve savcılığa yapılan suç duyurularında malzemenin işlenmiş, elenmiş dolgu malzemesi olduğu, ton fiyatının 70 liradan satıldığı, dolayısıyla gerçek değerinin 84.3 milyon TL olduğu iddia edildi.
Dolayısı ile de şirkete en az 53 milyon lira haksız kazanç sağlandığı, devletin de 53 milyon TL zarara uğratıldığı iddia edildi.
